Avrupa ülkelerinin güçsüz ve gelişmemiş olan ülkeleri nasıl kendilerine bağımlı hale getirdiği ve sömürgecilik anlayışı çerçevesinde kısa ve uzun vadeli planları ile emellerine ulaştıkları bir gerçektir. Peki bu sömürgecilik anlayışı nasıl ilerlemiştir, nasıl ortaya çıkmıştır ve sömürgecilik nedir gibi kavramları bu başlıkta bulabilirsiniz.
Sömürgecilik nedir, başkalarına ait olan kaynakları haksız bir şekilde büyük devletlerin kendilerinden daha güçsüz olan devletlere her anlamda hükmederek kendi çıkarları doğrultusunda kullanmasına verilen isimdir. Sömürgecilik kavramı insanların şehir devletleri kurarak feodal sisteme geçişi ile birlikte var olduğu bilinmektedir. Şehirleşme ile birlikte kaynak tüketiminde yaşanan artış sonucunda sömürgecilik kavramı güçlenmiştir.
Coğrafi keşiflerin ardından 15. ve 16. YY’da Avrupalılar keşfettikleri yerleri, düzenli ve disiplinli orduları, gelişmiş donanmaları ile keşfettikleri yerleri kısa sürede sömürge haline getirmişlerdir.
İlk Sömürgecilik Yapan Ülkeler
Sömürgecilik faaliyetleri ilk olarak Portekizliler ve İspanyollar tarafından başlatılmıştır. Bunların ardından Hollanda bu ülkelere dahil oldu. İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin de sömürgecilik faaliyetlerine başlaması ile birlikte sömürgecilik anlayışı Avrupalı devletler arasında büyük bir çatışmayı da yaratacaktı. Sanayi devriminin ardından artan ham madde ve kaynak arayışı ile Avrupa’lı devletlerin kaynakları kullanmak istemesinin sonucu ve buna bağlı olarak çıkan çatışmalar neticesinde savaşlar patlak verecekti.
Avrupalıların Sömürgeciliği Meşrulaştırma Çabaları
En fazla sığınılan alanlardan birisi misyonerlik faaliyetleri idi. Avrupalılar keşfettiği topraklarda gördükleri insan türlerini hayvanların gelişmiş bir türü olarak değerlendirmekte ve bunların ibadet ettirilmesi gereken kişiler olarak ifade edilmekteydi. Bu durumu eski kenyalı siyasetçi çok farklı bir şekilde açıklamıştır. Kenyalı siyasetçi John Kenyatta bu durumu anlatırken şu ifadeleri kullandı;
“Batılılar Afrika’ya geldiklerinde, onların elinde incil bizim ise topraklarımız vardı. Bize dua etmesini öğrettiler ve bizden gözlerimizi kapatıp dua etmemizi istediler. Gözlerimizi açtığımızda ise bizim elimizde İncil onların ellerinde ise bize ait topraklar vardı.”
Din, sömürge yapılan topraklarda sömürgecilik faaliyetlerini meşru kılabilmek için her zaman öne çıkarılan bir değer olarak kaldı. Sömürgecilik yapan ülkelerin sömürdüğü toprakları hristiyanlaştırma gibi bir çabası asla olmadı, çünkü hristiyanlaştırdıkları taktirde kendileri ile aynı seviyede olacaklardı.
Medeniyet getirme çabaları da yine sömürgecilik anlayışının temel sebeplerindendir. Misyonerlik, ırksal farklılık, medenileştirme ve Sosyal Darwinizm iddiaları sömürgeciliğin meşrulaştırılmasına yönelik genel bazı iddialardı.